Bir Market Alışverişinden

İnsanları dinliyorum ve gözlemliyorum. Belki de yapabileceğim en insanca şey bu. Peki ne mi görüyorum? Tamam anlatacağım size. Şimdi bana kulak verin veya sadece yazdıklarımı okuyun.
  Markette çalışıyorum iki gündür. Yarın da çalışacağım toplamda 3 gün çalışmış olacağım. Büyük bir insan kalabalığıyla karşılaşıyorum. Özellikle yaşlıların ağırlıkta olduğu bir olay. Geliyorlar alışveriş edip gidiyorlar. Doğal  bir döngü oluşmuş, düzen her ne kadar iyi olmasa da.           . İnsanlar fakir  ve memnuniyetsiz. Cümleyi bir daha kuracağım insanların çoğunluğu fakir ve bu durumdan ötürü memnuniyetsiz. Fiyatları çok yüksek buluyorlar ki kesinlikle haklılar.
  ‘’Bunlar neden bu kadar bu kadar pahalıııı ?’’. Zincirin ilk halkası olarak bana sitemde bulunuyorlar. Sahi ben bu zincirin bir halkası mıyım ki yoksa sadece görünen yüzü mü?  ‘’Fiyatları ben belirlemiyorum ki  amca’’(O an ki yüz ifadem nasıl bende merak ettim ). Amca zaten bunu biliyor, onunki sadece o  anlık bir dışavurum. Neyse mecburuz alacağız diyor ve memnuniyetsiz bir şekilde şeker ve çikolatalarını alıyor.’’ Mecburuz ‘’  bu kelimeyi aklımızda tutalım sıradaki anlatacağım olayla birleştirip bir yargıda bulunmaya çalışacağız. Şimdiki müşterimizde genç bir abimiz ve yanında yaşlı annesiyle gelmiş. Annesi sırayla tüm şeker ve çikolataların fiyatlarını soruyor bana. Sabırsız genç abimiz annesine ’’Tüm hepsinin fiyatlarını öğreneceksin de ne olacak? Bu çikolata 10 lira olsa da alacağız , 30 lira olsa da alacağız.’’  dedi. Benim ilgimi çekti bu cümle. Çünkü bir önceki olayla benzer bir kavrama dayalıydı bu olay da. Mecburiyet!  
O zaman elimizdeki birkaç veriyi düz mantıkla sonuca bağlayalım mı? İnsanlar mecburiyetten alıyor. Bu çok sığ oldu. O zaman biraz derinlere dalalım. Bayram için litrelerce kola alan teyzem de mi mecbur  o kolaları almaya? Mecbur bırakılıyor. Çünkü  misafirlerine iyi bir ikram sunmak mecburiyetinde. Aslında hayatta hep bir şeylere mecbur bırakılıyoruz.
 Mecbur bırakılmak sorumluluk kavramını da içine aldığı gibi daha nice gereksiz  düşünce tümörlerini de içerisinde barındırıyor. Belki o amcamın yüzündeki memnuniyetsizlik bir düşünce tümörünün yüze vurmuş halidir. Hayır, hayır. Ben bu sohbeti ekonomiye bağlayıp bitirmeyi düşünüyordum. Ne ara felsefeye  çektim. Sohbet, nihilizme kaymadan kapatıyorum. (nokta)

Yorumlar

Popüler Yayınlar