BİZİM MİLLETİMİZ...


 Biz milletçe sürekli hatalarımızdan bahsedip duruyoruz. Bizim millet tembel, okumuyor , cahil, saf gibi hitaplarla kendimizi hep aşağılıyoruz. Asıl eleştirilecek noktamız varsa milletçe kendi milletimizi eleştirmemizdir. El alem şunu yapar biz yerimizde sayarız. Hep kendimize omuzlarımızı düşürücü laflarda bulunuyoruz.

 ‘’Elin oğlu okur, atomu böler bizimkiler okur milleti böler’’ demiş Necip Fazıl Kısakürek. Haklılık payı taşıyordur elbette ki bu cümle. Ama diğer milletleri yükseltirken kendi milletimizi alçaltmak bize hiçbir şey kazandırmayacaktır. Gidin kahvehanelerde ki  sohbetleri dinleyin. Herkes aynı şekilde konuşuyor. Milletçe eksiğimizin farkındayız.  Farkındalık aşamasını çok başarılı bir şekilde geçiyoruz. Fakat farkına vardıktan sonra yaptığımız tek şey kendimizi daha doğrusu milletimizi kendi insanımızı eleştirmek. Biz böyle bir milletiz şeklinde gelişen cümlelere eminim hepimiz çok sık şahit oluyoruzdur. Bu eksiklerimizi veya hatalarımızın nasıl üstesinden geliriz kimse bunu konuşmuyor. Konuşuyorsa da açıkçası boş konuşuyor. Her söylenen lafta kalıyor. Kimse harekete geçmiyor. Sanki  bu bir lanet ve bizim üzerimize yapışmış gibi kimse düzeltilebileceğine inanmıyor.  Hadi yaşlıları anladık, onlar her şeyin farkında , farkındalık aşamasının nirvanalarında  ama umutları kalmamış. Peki ya gençler. Onların nesi var? Onlarda milletimizin zayıf yönlerinin farkına varmışlar sağ olsun büyükleri sayesinde. Oturup hepsi güzelce ülkeyi , milleti eleştirebiliyor. Ama onlarda bu laneti kabullenmiş. Biz kabullenmişiz eksik yanlarımızı. En büyük yanlışı burada yapıyoruz işte.


  Avrupa’yla kendi ülkemizi sürekli kıyaslarken herkes çok iyi araştırmış çok bilgili. Ama atı allan Üsküdar’ı geçmiş biz arkasından el mi sallayacağız?  Nedir bu atalet hali? Silkelenip  kendimize gelmeliyiz , harekete geçmeliyiz. Çok düşünüyoruz ama faalde bir şey yok. Enerjimizi işe dönüştürmeliyiz.

  Mustafa Kemal Atatürk’ün yine örnek alabileceğimiz bir yönü:  Atatürk hiçbir zaman milletinin zayıf yönlerini yüzüne vurmamış. Hep yüceltmiş , ‘’Ey Türk milleti muhtaç olduğun kudret damarlarında ki asil kanda mevcuttur’’ demiş. Çünkü o zeki bir adammış, umut vadeden sözlerle Türk milletinin içerisinde ki enerjiyi körüklemiş. Dış milletlerden kimsenin başarabileceğimize ihtimal vermediği olayı –kurtuluşumuzu- başarmışız biz. Şimdi kalkıp da elin oğlu neler yapıyor biz halen yerimizde sayıyoruz diye omuzlarımızı düşürmek yerine elin oğlu yapıyor evet ama biz de yapabiliriz demeliyiz. Norveççe de güzel bir deyim vardır ‘’Atatürk gibi düşünmek’’. Herhangi bir problem karşısında, çözümü imkansız olduğu düşüncesiyle hemen kestirmeden teslim olma eğiliminde olan, ne yapıp edip bir çözüm üretmek için yaratıcılığını zorlama zahmetine katlanmak istemeyen ruh ve zihin tembeli kişilere söylenir bu söz. Bakın kendi derdimizin şifası yine kendi içimizde. Bizim Atamız gibi düşünmemiz gerekiyor.

 Yazımı sonlandırırken yine Atatürk’ün bir sözünü hatırlatmak istiyorum.’’ Türk öğün, çalış, güven.'' Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı önce aklını kullan, çok çalış ve kendine güven.


                                                                                                                  İrem Nur ÖKSEL


Yorumlar

  1. Milletimizin asıl sorununu vurguladığınız bu güzel yazı için çok teşekkür ediyoruz. Bu yazının her bir bireye ulaşması ve zihinlerimize hitap ederek içinde bulunduğumuz aşağılık kompleksini aşmamıza olanak sağlaması temennisiyle...

    YanıtlaSil
  2. ��Güzel noktalara değinilmiş tebrik ederim (haddim değil ama yine tebrik edim)��

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar