DUVARLARINI YIK DA GEL


Ne çok korkularımız var. Korkular yüzünden yıkamıyoruz duvarlarımızı. Üzülmekten korkuyoruz. Neden üzülüyoruz çünkü beklentiye giriyoruz. Beklentilerimiz hep bir şeylerden olumlu sonuç almak adına. Neden olumlu olanı istiyoruz, üzülmek istemiyoruz. Üzülmemek için ne yapıyoruz? Hiçbir şey! ‘’Belki hayat bir gün bana istediğim şeyi verir. Mücadeleye girip elde edememek de var. Elde edemezsem üzülürüm. Üzülmek istemiyorum. O zaman hiç mücadele etmeye kalkışmayayım. ’’
 Belki de bu bir mücadele bile değildir. Sadece giriş yapmak gerekiyordur. Tıpkı denize ilk girme anı gibi. Sadece, denize girme anında karşılaşacağın o soğukluk etkisini düşünürsen hiçbir zaman suya giremezsin. Oysaki o ilk etki acı ama çok kısa sürü
yor. Sonrasında ise denizin keyfini çıkartmak kalıyor. Küçük bir anlık sıkıntı için sonrasında elde edeceğin deneyimi kaçırmaya değer mi?
 Ne büyük duvarlar örüyorsun kendine. Bir gün gelecek o ördüğün  yüksek duvarlar seni tamamen atıl bırakacak içinde. Her şeyin farkında olacaksın ama bunları yapacak enerjin , isteğin olmayacak. Bu kez korkudan değil de isteksizlikten o suya giremeyeceksin. Belki de o aşamaya gelmişsindir bile. Çevrendeki insanlardan olumsuz yanıtlar duymaktan veya içindeki farklılığı dışarıya yansıtmaktan korktuğun için kendine ördüğün hatta örmeye devam ettiğin koruyucu duvarlar, senin en büyük düşmanın olmasın?
                Yıkılsa bi o duvarlar. Biraz eline yüzüne çarpsa kendi dünyan dışındaki dünyanın rüzgarı. Bir kan, can gelse yüzüne. Görse insanlar seni, fark etse, duyabilse güzel sesini. Döksen bunca zaman içinde sakladıklarını dışarıya. Narin vücudun biraz darbe alsa. Alacak da ama hemen çekilme kabuğuna , örmeye başlama duvarlarını. Başta gürültülü gelecek dışardaki dünya. Seni rahatsız edecek. Kulaklarını kapatmak ve olduğun yere( güvenli bölgeye) tekrar dönmek isteyeceksin. Kulaklarını kapatmadan yürümeye devam et. Zamanla sesler fısıltı gibi gelecek. İçinde ki farklı yönle tanıştır çevrendekileri.
  Demesi kolay , duvarları yıkmak zor. Ama başlamalısın bir yerden. Yoksa o duvarların içinde yaşından daha hızlı yaşlanacaksın. Ruhun yaşlanacak.
 Farkında olmak en büyük adım. Resimdeki çizimim de duvarlarını yıkmak isteyen ama bunu bir türlü başaramayan Selda’yı görüyoruz. Ama Selda duvarlarının farkında. Duvarlarıyla da olsa hayatın akışına katılmak istiyor. Bu şekilde yıkacak duvarlarını. Selda, duvarlarını yık da gel!

Yorumlar

Popüler Yayınlar